3-6 Yaşlarında Bir Çocuğun Çözmesi Gereken Görevler
3-6 yaş dönemi çocukları bireysel farklar yaşansa bile benzer süreçlerden geçerler. Bu dönem çocuklarında girişimcilik başlar, çocuk anne ve babayla özdeşim kurmaya başlar, artan merakıyla birlikte soru sormaya başlar ve cinsel ilgide artış olur. Bu dönemde bahsedilen bu durumların bu yaş döneminde yoğun olarak yaşandığı ve normal olduğu, 6 yaştan sonra hafifleyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu dönemde bahsedilen durumlarda herhangi bir baskı olması, çocuğun utandırılması veya bu ihtiyaçlarının görmezden gelinmesi çocuğun bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatmasını engeller.
1.Girişimciliğin Gelişimi
3-6 yaş döneminde çocuk, kendini rahatlıkla ifade etmeye başladığı, bağımsızlığını kazandığı ve farklı sosyal ortamlarda bulunabildiği için sosyalleşmeye başlar. Sosyalleşmenin başlaması ile birlikte yaşıtları ile oynarken, günlük hayatta karşılaştığı durumlarda yabancılar ile iletişim kurarken vb. durumlarda girişimciliğini oluşturmaya başlar. Bu dönemde çocuğun yaşadığı her şey girişimcilik ile açıklanabilir. Eğer çocuğun girişimcilik adımları bastırılırsa, desteklenmezse çocukta suçluluk duygusu gelişmeye başlar.
Anne babalar çocuğun girişimciliğini desteklemek için, çocukların artan ilgilerini geliştirmesine olanak veren deneyimler sunmalı, resim malzemeleri almalı ya da değişik müzik aletleriyle tanışmasına fırsat vermelidir. Kendi kendine yetebilen çocuğa basit sorumluluklar (basit ev işlerine yardım ya da evcil bir hayvan besleme gibi) verilmesi de çocuğun özgüven gelişimine olumlu katkılar sağlar. Anne babanın olumlu geribildirimleri çocuğun benlik gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ebeveyn çocuğu başkalarının yanında utandırmamaya özen göstermeli, ‘yaramaz, utangaç’ gibi etiketlemelerden kaçınmalı, çevreye onun yanındayken olumlu yönlerini söylemelidir.
2.Anne Babayla Özdeşim
Bu dönemin başında erkek çocuklar baba ile, kız çocuklar ise anne ile çatışma yaşayabilir. Bu çatışmalarda anne ve baba çatışan veya çatışmaya karşılık veren tarafta olmamalıdır. Çocuğun normal bir süreçten geçtiği göz önünde bulundurulmalı, sevgi ile karşılık verilmelidir. Çocuk çatışma yaşadığı ebeveyni ile birlikte kaliteli vakit geçirmeli, oyun oynamalı, gezmeye gitmelidir. Ayrıca bu dönemde kız çocuk babaya, erkek çocuk anneye ‘büyüyünce seninle evleneceğim’ diyebilir. Çocuğun bu söylemi onaylanmamalı, gülünmemeli veya ‘terbiyesiz o nasıl laf’ denmemelidir. Kısaca ‘ben de seni seviyorum ama anne ve babalar çocuklarıyla evlenmezler.’ denmelidir. Aynı zamanda anne ve baba çocuğun yanında birbirlerine karşı olan sevgilerini sık sık göstermelidir. Çocuk anne ve babanın birbirini sevdiğini, sarıldığını gözlemlemelidir.
5 yaşın başına doğru ise bu çatışmalar yerini anne ve baba ile özdeşim kurmaya bırakır. Onları gözlemleyerek ve onların yaptıklarını taklit ederek yeni davranış kalıpları geliştirir. Kız çocuk anneyi, erkek çocuk babayı taklit eder. Bu taklit duygusal ve davranışsal alanlardadır ve yoğun bir şekilde yaşanır. Erkek çocuk babanın giyimini, tıraş oluş şeklini, yürüyüşünü, konuşma biçimini; kız çocuk ise annenin giyimini, yemek pişirmesini ve kibar tavırlarını benimser ve özümser. Bir süre sonra çocuk anne ya da babaya benzemeye başlar. Aynı anda onlardan gelecek beğeni ve eleştirilere de önem verir. Onların beğenisini kazanmak için çabalar. Hoş karşılanmayan davranışlardan uzak durmaya çalışır. Böylece ahlak gelişimi ile iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin kavramları yerleşmeye başlar. Toplumsal baskıdan çok anne babanın sevgisini kazanma arayışı davranışlarına yön verir.
3. Cinsel Kimlik Gelişimi
Çocuğun cinsel kimlik gelişiminde hızlı ilerlemeler olur. Çocuk kız ya da erkek olduğunu ayırt etmeye başlar. Kendi cinslerine özgü ilgi alanları gelişir. Oyunlarında, tavırlarında ve oyuncak seçimlerinde kendi cinsinin özelliklerini gösterir. Cinsel kimliğin oluşumunda anne ve babayla özdeşimin rolü büyüktür. Ayrıca çocuk cinsel farklılıklara ilgi duymaya başlar. Kendi bedenini, cinsel organlarını fark eder, karşı cinsle kendisinin cinsel farklılıklarını anlamaya çalışır. Bu konu ile alakalı birçok soru sorabilir. “Ben nasıl oldum, nasıl dünyaya geldim? Benim neden pipim yok? Babalar emzirebilir mi?” gibi birçok cinsel merak içeren soru sorabilir. Bu konuda yapılması gereken şey çocukların bu konudaki merakını hikaye kitaplarıyla veya kısa ve net açıklamalarla gidermektir. Çocuğun bu tarz soruları önemsenmez veya ‘ayıp, terbiyesiz’ gibi cevaplar verilerek utandırılırsa çocuk hem suçluluk hissedecek hem de bu soruların cevaplarını size fark ettirmeden uygun olmayan yollardan öğrenmeye çalışacaktır. Örneğin banyo yaparken veya siz kıyafet değiştirirken sizi gizlice izleyecektir veya okulda arkadaşlarıyla bu merakı gidermek için tuvalete girme, özel bölgesini gösterme gibi davranışları gerçekleştirecektir.
4. Soru Sormak
4 yaştan itibaren merak duygusu ve yoğun soru sorma dönemidir. Çocuklar her şey hakkında soru sorabilir ve sizi zorlayabilir veya bunaltabilirler. Bu dönemde çocuk sorularına yanıt alamazsa merak duygusu körelebilir ve yaşamının diğer dönemlerinde öğrenmeye istekli olmaz. Merak eden çocuğun sorularına cevap vermemek, çok soru soruyor diye onu azarlamak girişimcilik duygusunu zedeleyip suçluluk duygusunu ön plana çıkarır. Bu nedenle çocuğun her bir sorusuna sabırla cevap vermek, merakını gidermek ve girişimcilik duygusunu geliştirmek gerekir. Sorduğu sorulara kısa, somut ve net cevaplar vermeli, çok uzun ve ayrıntılı açıklamalardan kaçınmalısınız. Cevabını bilmediğiniz veya nasıl anlatacağınızı bilmediğiniz sorular sorduğunda ise ‘ben bunu sana nasıl anlatacağımı şuan bilmiyorum. Bunu araştırıp, öğrenip sana anlatacağım.’ diyip vakit kazanabilirsiniz. Ardından da araştırıp çocuğunuz size bir daha o soruyu sormasa bile siz cevabınızı vermelisiniz.
Psk. Dan. Deniz ÇAĞALA TÜRK